30 Nisan 2024 tarihine hedeflenmiş ufak bir EP’dir.
Hiç emin olmasam da çıkarıp atmam gereken bir yüktür. Demo hallerini değiştirmeye, üzerinde oynamaya hiç cesaret edemediğim deneysel kayıtlardan oluşan bir çalışmadır. Rick Rubin Creative Act kitabında bu fenomeni “demo-itis” olarak tanımlıyor. Ben “demoizm” kelimesini daha uygun gördüm (hani körü körüne demoya bağlanmak anlamında; fanatizm gibi). Her neyse, olay şu: bir demo kaydediyorsun. Kaydettikten sonra oturup zırt pırt dinliyorsun onu. Gerek kendini pohpohlamak için, gerek şarkı sözü yazmak için (fakat en çok kendini pohpohlamak için). Sonra kulağın alışıyor bütün aranjmana, her sese, her bir detaya. Bazen kaydettiğin dandik vokal kayıtlarına bile. Sonra hiçbir noktasına dokunmaman gerekiyormuş gibi geliyor. Sanki bir yerini değiştirsen şarkıyı bozacakmışsın gibi. Halbuki belki de geliştirilebilecek ve yontulacak o kadar şey var ama sen kilitlenmişsin bu haline.
Bazen de ne kadar yontarsan yont en iyi hali o ilk kaydettiğin demo oluyor. Böyle belirsiz bir şey sanat. Formülsüz ve kalıpsız. Zor o yüzden. Belki de en zoru tüm uğraşların.